Hava Durumu

CUMARTESİDEN PAZARTESİYE ''730 GÜN''

Yazının Giriş Tarihi: 10.10.2022 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.10.2022 00:05

Bu yazıyı okuyan kişi her kimsen öncelikle bilmeni isterim ki bu yazı bir makale, haber veya eleştirel nitelikte değil. Okuyacağın şey ortalama 60-70 yıl süren insan hayatının kısacık bir kesiti.  Tüm bunları bilerek okumaya devam edip bu kısacık ana ortak olacağın için teşekkür ederim. 

Gerçek dostluk nedir? Genellikle; ''paranı,zamanını, mutluluğunu ve dertlerini bölüşebildiğin kişi.'' olarak tanımlanabilir. Ben ise şöyle değerlendirmek istiyorum. ''Derdine senden habersiz ortak olan, anlatmanı beklemeden anlayabilen ve bazen de susarak seninle konuşan kişi.'' Bendeki dost kelimesi tam olarak bu. Böyle düşünmemi sağlayan kişi ise Niğde’de yerel bir gazetede tanıştığım mesleğimi sevdiren, öğreten ve anlatan ayrıca sahip olduğu hayat deneyimleriyle yoluma her daim ışık tutan ve tutmaya devam eden, dışarıdan bakılınca kış soğuğu fakat içinde bir yaz akşamı taşıyan, orta boylu, biraz kilolu, sigara içtiği zamanlarda kül tablasında sigarasını unutan, yazmaya bir başlayınca dünyadan kopan, bazen espirili; çoğu zaman asabi, lafını esirgemeyen, haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmayan, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kendi yağında kavrulan bir insan: Arif Acındı.

Onunla tanıştığımda 2018'in başlarını gösteriyordu takvimler. Tanışmamızla beraber ağzımdan dökülen sözler şöyleydi: “Ulan bu nasıl adam? Yüzü gülmüyor, tek kelime etmiyor. Bu adamla zaman geçmez.” Ama öyle olmadı. İlk izlenimler genellikle yanıltır. Dediğim şeylerin tam tersinin olduğunu görmem yaklaşık 1.5 ayı buldu. Ufak ufak sohbetlerle o beni bende onu tanımaya başlamıştım. Beni yetiştirmeye bir şeyler öğretmeye hevesli olduğunu fark etmiştim. Tanışmamızdan sonra geçen 1.5 ayın ardından bu dünyadaki sahip olduğum tek dost oydu. Maalesef bazı şeyleri sizinle paylaşamayacağım çünkü hatıramda sadece onun ve benim bildiğim şekilde kalmasını tercih ediyorum. Ölene kadar kimseye anlatmayacağım şeyler var. Bilmenizi isterim ki böyle bir insanla yolum kesiştiği için kendimi her zaman şanslı hissediyorum. 

Gel zaman git zaman ona o kadar çok alıştım ki o olmayınca hep hata yapacağım sanıyordum. Bazen sürekli arardım; ''Nerdesin?'' diye. Bir kere bile telefonumu açmazlık etmedi ve her zaman tatlı bir dille cevap verdi. Çünkü bilirdi; o da benim şuan yürüdüğüm yollardan daha zorlu şartlar altında yürümüştü. Dedim ya ben anlatmadan anlamıştı bazı şeyleri. Bende kendisini görmüştü. Bunu da birkaç kez dile getirmişti.  

Beraber çalıştığımız yerel gazetede günler geçiyor zaman su gibi akıyordu. Günlerden cumaydı. Mesai bitmek üzereydi. İş yerinin girişinde misafirler için ayrılan koltuklar vardı. Akşam saatlerinde orada oturmayı severdi. Bir gün yine oraya oturmaya gitti. Fakat akşamı bulmamıştı gidişi henüz erkendi. Hasta veya yorgun olabileceğini düşündüm. Yanına gidip sordum: “Arif amca neyin var, iyi misin?” o da bana şöyle cevap verdi: “Biraz terliyor gibiyim az da halsizlik var işi bitirelim eve gidip dinlenelim.” Bunun üzerine elimi alnına koyup ateşi olup olmadığını kontrol ettim, ateşi yoktu aksine normalden daha soğuktu biraz terlemişti. İşi bitirip çıkarken: ''Kendine iyi bak bir şey olursa beni ara.'' demiştim. Akşam oldu telefonum çaldı arayan Arif amcaydı. 1 dakika 52 saniye konuştuk. ''Ne yaptın? Nasılsın?'' gibi iki satır sohbetin ardından telefonu kapattık. Sesinin biraz yorgun geldiğini fark etmiştim. Cumayı cumartesiye bağlayan gece yatağıma yattım. Cumartesi günü işe geç gidecektim. Sabah erken saatlerde annemin bağırmasıyla uyandım. “Oğlum kalk telefonda bir şey var bir bak şuna!” Uyku sersemi bir şekilde telefonu aldım elime, ekranda Arif amcanın fotoğrafı vardı. ''Ee ne var anne bunda?'' dedim. “Oğlum fotoğrafın üstünde yazanı oku!” diye uyardı annem. Annemi hiç böyle görmemiştim. Şöyle yazıyordu o fotoğrafın üstünde: “Emekli Özel Kalem Müdürü ve Duayen Gazeteci Arif Acındı hayatını kaybetti.” O an birkaç dakika anın şokuyla yatakta öylece oturmuşum. Ondan sonra ise 3 gün süren ağlamam eşlik etti bana.  10.10.20 tarihinde ne yazık ki dünyadaki tek dostum Arif amcayı kaybetmiştim. 

Günlerden cumartesiydi. Unutmuyorum. O gidince koca gazete bomboş kaldı. Bazıları sanki böyle bir olay yaşanmamış gibi pervasız hareketler sergiliyorlardı. Bu çok canımı yakıyordu. Arif amca ile hayatımda geçen an iki seneden biraz fazlaydı. Bana sorarsanız birkaç gün gibiydi. Şimdi ise Arif amcanın hayatımda olmadığı zamana bakıyorum; cumartesiden pazartesiye 730 gün geçti. Unutamıyorum sanki dün gibi. 

Saygı sevgi ve rahmetle. Seni çok özlüyorum . Tek dostum, hayatımda iz bıraktığın için sonsuz minnettarım sana. Sonsuz alemde görüşmek üzere. 

Rahmetli Arif Acındı anısına.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.