MOBİLYA SEKTÖRÜ ZORDA

46 yıldır mobilya sektörünün içinde olan ve  deyim yerindeyse işin mutfağında yetişen bir kardeşiniz olarak son dönemde pandemi ile birlikte tüm dünyada global sorun haline gelen mobilya sektörünün yaşadığı sorunları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Pandemi ve ardından gelen ekonomik kriz fabrikaları ve perakende satış mağazalarını kapanma noktasına getirmiştir. Hammadde aracıların tekelinde fahiş fiyatlar görürken, artan kiralar, genel giderler perakende satış yapan mağazaları zor duruma sokmuştur. Hal böyle iken biz bu krizden nasıl çıkarız diye düşündüm ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Bu kapsamda ilk aklıma gelen çözüm yolunu, üretim yapan fabrikalarımızın Dünya’da yeni pazarlar aramaları, ihracata daha fazla yönelmeleri ve daha ekonomik ürünler üretmeleri olarak sıralayabilirim. Bu nedenle farklı ülkelerden ithalat yolları aranmalı ve bu ülkelere ihracat yapabilmek için çalışılmalıdır. Bunun içindir ki daha uygun, daha ekonomik ürünler üretilerek bu süreç daha hızlı atlatılabilir ve perakende mağazalarının Avrupa ve tüm dünyada açılması gerekmektedir. 
Türkiye mobilya sektörü bunu yapabilecek vizyon ve misyona sahiptir. Ülkemizde mobilya sektörü hammaddenin bir kısmını ithalattan sağlamakta, ciddi bir kısmını da ihracat yapmaktadır. Bu nedenle Hükümet ithalatı denetlemeli ve ihracatın önünü açıp desteklemelidir. Aksi taktirde önümüzde ki 6 ay içinde fabrikalar kapanacak, buna bağlı olarak ta işsizlik artacak ve nihayetinde bir çok üretici iflas edecektir.
Bir diğer tetikleyici unsur olan sektördeki sivil toplum örgütleri, dernekler, mobilyacılar derneği, ticaret odaları, ihracatçı birlikleri daha aktif hale gelerek faydalı işler yapmak zorundalar. Maalesef ihracatçılar birliğine yönelttiğimiz, “bu konuda bir çalışmanız var mı?”, “Üreticiye yardımcı olmak için ne yapıyorsunuz?” sorularına bir cevap verememektedir ve şahsen ben bir çalışma yapıldığını da duymadım. 
Diğer taraftan, Mobilyacılar odası, mükelleflerin ufkunu açacak projeler sumak zorundalar. Ticaret odalarının mesleğimiz ile alakalı yapacakları çok şey varken hepsi anlaşmışçasına eylemsizlik kararı almış gibiler.
Sonuç olarak, Allah’ü Teâlâ’nın iki kulak arasına verdiği beyni kullanma zamanı gelmiştir. Oturup şikâyet etmek yerine ve Dünyada’ da kriz var demek yerine şimdi çalışma ve daha yaratıcı projeler üretip o projeleri uygulama zamanıdır. Biz yeni projeler üretmeye varız. Ancak sektörde üretim maliyetinin artmasına neden olan aracıları da devletimizin denetim altına alması gerekiyor. Rahmetli Erbakan Hocamız “rantiyeciler o kadar arttı ki; sektörün her alanında kendini gösteriyorlar, her ne kadar gizlenselerde varlıkları hissediliyor.” demişti. Bu günde sanki aynı sistem devam ediyor.
Kalın sağlıcakla.. 

Halil Doğan mail hesabı -  halil.dogan0707@icloud.com