Hava Durumu

KASIM HÜZNÜ

Yazının Giriş Tarihi: 18.11.2022 13:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.11.2022 13:36

Geçmişten günümüze birçok insan, lider olduğunu ülkesindeki halkına kanıtlamıştır. Kendilerini ulusuna adamış, bağımsızlıkları uğruna mücadele etmişlerdir.
Tarihte taht için savaşmış liderler olsada, hayatını hiçe saymış, ülkesi uğruna can vermiş, kahramanlar da yok değil…
Liderlik ruhu, doğuştan gelen bir özelliktir. Gerçek lider başarıyı hayal etmez, başarı için çaba gösterir. Doğruyu söyler ve istikrarlıdır. İleri görüşlü, araştırmacı, istişare edebilen bir yapıya sahiptir.
Yüzyıllarca toplumlar birbirleri ile hep savaşmıştır. Çıkarları uğruna insan hayatını hiçe sayan yöneticiler her zaman var olmuşlardır. Var olmaya da devam edeceklerdir. Birçok medeniyet, başarısız yöneticiler yüzünden yok olup gitmiştir.
Ülkesi ve toprağında yaşayan halkın çıkarları doğrultusunda hareket etmiş liderler az bulunur.
Birlik olmayı, yaşlısıyla-genciyle bir olmayı öğretmiş ve sonunda da ulusal bağımsızlığı kazandırmış gerçek kahramanlar…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk lider vasfına sahip nadir insanlardan biridir. Atatürk, yapısı itibariyle olaylara karşı hızlı çözüm üretebilen, ileri görüşlü, sabırlı, disiplinli bir liderdi. Çok yönlülüğü sayesinde başarılı bir dünya lideri olmuştur. Vatan, millet sevgisi ulusunu, tek çatı altında toplamaya ve kurtuluş savaşında bir olmaya inandırmıştı.
Çok zor kazanılmış bir savaşın ardından, çıkabilecek her türlü zorluğa göğüs germiş ve yurttaşlarına da bunu öğretmiş bir önderdi.
Mustafa Kemal her zaman görevlerini ön planda tutmuş ve disiplini düstur edinmiş bir komutandı. Hasta olduğu zamanlarda dahi, kendinden önce askerini ve milletini düşünmüştü.
Hayatı boyunca birçok hastalıkla mücadele etmesine rağmen, görevini hiç aksatmamıştır.
Geçirdiği hastalıkların bazıları şunlardır:
Çocuk yaşta yakalandığı kuş palazı ve difteri gibi hastalıkları atlatmıştır. Fakat kendisi gibi bu hastalığa yakalanan iki kardeşi hayatlarını kaybetmişlerdir.
Lise çağlarında sıtmaya yakalanmış ve hayatı boyunca bu hastalık nüksetmiştir.
Osmanlı’nın son toprağı olan Trablusgarp’ta harabeden yüzüne düşen bir kireç taşı sebebiyle bir ay hastanede yatmıştır. Bu rahatsızlık Atatürk’ün sol gözünde hafif bir hasar bırakmıştı.
1914 Çanakkale savaşı sırasında sıtma hastalığı yeniden tekrarlamıştır. Conkbayırı cephesinde savaşırken, bir şarapnel parçası kalbine isabet etmiştir. Göğsündeki saate isabet eden şarapnel parçası, saatini paramparça etmiştir.
Parçalanan saatini, Liman von Sanders Paşa’ya anı olarak vermiştir. Aynı zamanda kronik böbrek hastalığı olan Mustafa Kemal, Sultan Vahdettin ile çıktığı Almanya gezisinde rahatsızlanmıştır. Cottage Sanatoryumu’nda tedavi görmüştür.
Atatürk, 1921’de Polatlı cephesini incelerken atının ürkmesiyle düşmüş ve kaburgasını kırmıştır. Daha tam iyileşmeden tekrar cepheye dönmüştür.
Mustafa Kemal 42 yaşında cumhuriyetin ilanı sonrası kalp krizi yaşamıştır. Aşırı stres ve yorgunluk sebebiyle peş peşe kalp krizi geçirmiştir.
Ölümünden iki yıl önce bir sabah, tekrar ateş ve titremeyle uyanmış ve doktorlar zatürre teşhisi koymuşlardır.
İki sene sonra Ocak 1938’de, vücudunda aşırı kaşıntı başlamıştır. Atatürk’e ilk siroz teşhisi tedavi için gittiği kaplıcada konulmuştur. Bursa’daki kaplıcanın müdürü Dr. Nihat Reşat, teşhisi ilk koyandır. Doktor kendisine sıkı bir perhiz vermişti.
O sıralar Hatay sorunu gündemde olduğu için, çok üzdüğü biliniyor. Hastalığı iyice ilerlemiş ve 26 Mayıs 1938’de Ankara’dan İstanbul’a gelmiştir. Eylül ayında hastalık haberleri ülkede iyice yayılmaya başlamıştı. 5 Eylül’de vasiyetini yazmıştır. Mal varlığının büyük bir kısmını Türk Tarihi ve Türk Dil Kurumları’na bırakmıştır. Hastalığı ilerlemesi sebebiyle 29 Ekim 1938 Cumhuriyet bayramına katılamamıştır. Doktorların bütün çabasına rağmen hastalığı giderek artmıştı.
10 Kasım saat 9’u 5 geçe Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı. Türk milleti önderini kaybetmişti. Cenazesinde, yurttan ve dış ülkelerden birçok katılım olmuştur. Dış ülke liderlerinden birçok taziye mesajları gelmiştir. Cenaze 20 Kasım’da Ankara’ya getirilmiş ve 21 Kasım’da Etnografya müzesindeki geçici kabrine konulmuştur. 10 Kasım 1953’de düzenlenen devlet töreni ile Anıtkabir’e nakledilmiştir.
_ “Türk milleti, bağımsız yaşamış ve varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiç bir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.” Mustafa Kemal Atatürk! Emanetiniz emanetimizdir.
Atatürk’ü 84. ölüm yıldönümünde saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
Saygılarımla
Sevilay Arıkan

YAZARIN DİĞER YAZILARI
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.