Hava Durumu

DENETİM ŞART!

Yazının Giriş Tarihi: 08.02.2024 22:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.02.2024 22:19

İnternet kullanım oranı son yıllarda oldukça fazla artış göstermektedir. Gelişen yüksek teknoloji ve cihazlar, internet kullanımını oldukça artırmaktadır. İnternet hayatımızın vazgeçilmezi durumda. Her türlü bilgiye ulaşmak, saniyeler içerisinde mümkün olmaktadır. Gelin internetin tarihine kısaca göz atalım; Bilgisayar ağının temeli, 1960’lar da ARPANET adlı ağın kurulumu ile başladı. İlk zamanlarda ABD savunma sanayisinde kullanıldı. Akademik çalışmaların hız kazandığı dönemde, 1972 yılında Uluslararası Bilgisayar İletişim Konferansı’n da internet tanıtıldı. ARPANET içinde ilk elektronik posta e-mail kullanımı başlandı. 1989’da Tim Berners Lee, CERN’de çalışmalara hız verdi. 1990 yılında Lee’nin ekibine Belçikalı bilim insanı Robert Cailiau katıldı. Birlikte HTML ve URL protokollerini yazdılar. 1990 yılında CERN’nin ilk web tarayıcısı hizmete girdi. 1991 yılında internet CERN çalışanlarının ve personelinin aralarında kullandığı bir sistemdi. 1993 yılında tüm dünya internetle tanıştı. Türkiye’ye internet 1990’lı yıllarının başlarında girdi. 1993 yılında TÜBİTAK -ODTÜ ile DPT projeleri işbirliğiyle tüm Türkiye’de internet kullanımı başlamıştır. 
Çoğu insan işlerini internet üzerinden gerçekleştirmektedir. İnternetin doğru kullanımı yaşam standartlarını olumlu yönde etkilemektedir. 
Dünya genelinde yapılan araştırmalarda, Türkiye %83,4 internet kullanım 
oranı ile 37. sıradadır. 
İnternet iyi yönde olduğu gibi, insanların hayatını olumsuz yönde de etkileyebilmektedir. 
Sosyal medya mecralarının doğruluğu, neden ve nasıl kullanıldığı sorgulanmalıdır. 
Her bilgi saf ve masum değildir. Yanlış insanların elinde bir suç makinasına da dönüşebilir. Bu durumdan en çok çocuklar ve gençler etkilenmektedir. Gençlerin sosyal platformlarda geçirilen saatlerin takibi pek mümkün değildir. Ebeveynler tarafından yapılan takip, çoğu zaman yetersiz kalmaktadır. Çocuklar ve gençler sosyal medya aracılığıyla argo sözlere, şiddet, cinsel içerikler, uyuşturucuya özendirici paylaşımlara, rahatsız edici içeriklere maruz kalabilirler. Sosyal medya insanda; özgüven eksikliği, depresyon, uykusuzluk, siyasi kutuplaşma, stres gibi mental ve duygusal sorunlara da neden olabilir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar durumun vahametini gözler önüne sermektedir.
Anne- babalar interneti çocuklarını oyalama aracı olarak kullanmamalıdırlar. Çocuklar yemek yerken, televizyon izlerken hatta oyun saatlerinde dahi ellerindeki akıllı telefon, tablet aracılığıyla internete bağlanabiliyorlar. Kontrolsüz geçirilen saatler, günün sonunda tamiri mümkün olmayan sonuçlar doğurmaktadır. Sosyal medyada sahte profille kendisini olduğundan farklı gösteren, içerik üreten kişi sayısında son zamanlarda artış gözlenmektedir.
Bu gibi durumlar kişilerde psikolojik sorunların artışına neden olmaktadır.
Yalnız kalma korkusu, psikolojik eksiklik, kendini olduğundan farklı gösterme gibi durumlar, telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir. Sahte içerik üreticiletin kontrolü siber suçlar kapsamında denetlenmektedir. 
İnterneti doğru kullanmak, size ne ölçüde yararlı olduğunun farkına varmak için hedef belirlenmelidir. Hedefe uyan kişi kendisi dahi olsa  uyulduğu ölçüde ödüllendirme, aşırılıkta caydırıcı olacaktır.  Sorunların üstesinden gelemediğiniz durumlarda yardım alabilirsiniz. Sevdiğim bir sözle yazımı bitirmek istiyorum. “ Kendi sahne arkanızı başkalarının oyunlarıyla karşılaştırmayın” Saygılarımla…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.