Konuşması da zor anlaşılan Muammer, babasını Balkan Savaşları'nda kaybetmiştir. Kıyafeti günümüze göre farklı olduğu gibi o dönemde de oldukça farklıdır. Alta özel dikilmiş gömlek üzerine yine özel dikilmiş entari ve belinde şal kuşak bağlıdır. Ayrıca üzerine yine özel dikilmiş palto ya da pardösü benzeri ceket ve ayağında da yemeni bulunurdu.
Niğde ve Bor esnafı ile halkı tarafından çok sevilen Muammer Efendi'nin uğradığı ev ve dükkânlara uğur ve bereket getirdiği söylenir ve inanılır. Hatta aylarca satılmayan bir malın Muammer’in elinin değmesi ile aynı gün satıldığı rivayetler arasındadır. Bu nedenledir ki esnafın çekmece ve kasası Muammer’e sonuna kadar açıktır. Muammer, uğradığı dükkânın çekmece ve kasasını açar içinden sadece 10 ya da 25 kuruş alır, fazlasına dokunmazdı.
Günün birinde; Niğde’de her gün uğrayıp kasasından 5–10 kuruş aldığı bir esnafdan bu sefer 50 lira alır. 50 lira o zamanlar çok kıymetli paradır. Esnaf, Muammer’i kırmamak için seslenmez ama duruma üzüldüğü gibi aynı zamanda şüphelenir.
Esnaf, ''Buna birileri öğretti götürüp parayı onlara verecek'' diye düşünür. Muammer dükkândan çıkar çıkmaz, dükkân sahibi de Muammer’i takip etmeye başlar. Muammer bir evden içeri girer ve hemen çıkar. Dükkân sahibi de peşinden eve girer. Aklınca, Muammer’e 50 lira alması içi kandırdıklarını düşünerek evdekilere kızacaktır. Ama evdeki durum düşündüğünden çok başkadır. Evde bir gün önce bir cenaze zuhur etmiş ve parasızlıktan kaldırılamamıştır.
Cenaze sahibi, Muammer’in kapıdan 50 lirayı vererek “mevtayı bu para ile kaldırın” dedikten sonra evden çıktığını söyler takip eden esnafa.
Bunun üzerine dükkân sahibi esnaf, bütün masrafları üstlenerek cenazenin kaldırılmasına yardımcı olur.
Bir başka olay da şöyledir; Niğde’den Bor’a giden bir dolmuş şoförü nedeni bilinmez Muammer’i arabasına almaz. Öyle ki Niğde’den Bor’a giden bu dolmuştan sonra başka bir dolmuş yoktur. O dolmuşun içindekiler, dolmuş Bor'a ulaştığında girişte bulunan Elaldı mevkiinde, Muammer’in çoktan Bor’a ulaştığına şahit olurlar.
Yine bir rivayet edilene göre, hacca gitmediği halde hacda görülmesidir. Bor’un büyüklerinden olan Bıyıkzade Hoca, hac’da tavaf anında Muammer’i görür. Tavafı bitince Muammer'i arar ama asla bulamaz. Hac dönüşü Bıyıkzade Hoca Muammer’i Kâbe’yi tavaf ederken Muammer'i gördüğünü söyler. Birkaç kişinin de Muammer’i Kâbe’yi tavaf ederken gördüğünü söylemesi üzerine, yerel halk tarafından Muammer’in kutsal biri olduğu sanılmaktadır.
Oysa Muammer, Hac mevsiminde Bor’dadır.
Sevdiği kişiler öl artık Muammer diye takıldıklarında, valla yatamam “Yakar” diye cevap verir.
Vefat ettiği akşam kardeşi Ömer; Muammer’e bugün rengin sararmış yoksa ölecek misin diye sorduğunda; Muammer, “yatacağım” diye cevap vererek yatar, sabaha karşı bir iki öksürükle son nefesini verir.
Muammer Efendi olarak bilinen Muammer Sümer'in mezarı, bugün Bor’da Acıgöl Mezarlığı'nda bulunmaktadır.